
Her branşın Dubai’deki karşılığı aynı talep düzeyine sahip değildir. Örneğin ortopedi, beyin cerrahisi veya kardiyoloji gibi ileri uzmanlık gerektiren alanlar, genel pratisyenlikten çok daha yüksek gelir sağlar. Bunun nedeni bu branşlarda doktor sayısının az olması ve vakaların karmaşıklığıdır. Özellikle cerrahi branşlarda görev yapan hekimlerin kazancı, operasyon başına aldıkları performans primleriyle de artabilir. Genel dahiliye ya da aile hekimliği gibi alanlarda ise maaşlar daha sabit ve düşük skalada seyredebilir. Bu durum sadece Dubai’de değil, dünya genelinde benzer şekilde yaşanmaktadır.
Deneyim yılı arttıkça maaş aralığı da yukarı yönlü esner
Dubai’de yeni mezun bir hekimle 15 yıllık uzman bir hekimin maaşının aynı olması beklenemez. Tıpkı İstanbul’da olduğu gibi, burada da deneyim en büyük farkı yaratır. Başlangıç düzeyindeki maaşlar genellikle sabit sözleşmelerle belirlenirken, kıdemli uzman hekimler için bireysel pazarlıklar söz konusu olabilir. Bazı özel hastaneler, deneyimi 10 yılı aşan doktorlara yönetici pozisyonları da önererek maaş dışında ek gelirler sunar. Bu farklılıklar, Dubai sağlık sisteminin rekabete açık ve performansa dayalı yapısından kaynaklanır.
Özel hastanelerle kamu kurumları arasında önemli maaş farkları bulunur
Dubai’de doktorların çalışabileceği yerler genel olarak üçe ayrılır: devlet hastaneleri, özel sağlık kurumları ve serbest muayenehaneler. Kamu hastanelerinde maaşlar daha sabit, çalışma saatleri daha nettir. Ancak özel sektörde çalışan hekimler daha yüksek gelir elde etse de, performans baskısı da yüksektir. Özellikle lüks hastanelerde hizmet veren hekimler, hasta başına aldığı gelirle maaşını katlayabilir. Öte yandan, özel sektörde iş güvencesi kamuya göre daha kırılgandır. Bu nedenle hekimler seçimlerini yalnızca maaşa göre değil, iş ortamına göre de değerlendirmelidir.
Branşlara göre gelir farkları genellikle medikal teknolojiyle bağlantılıdır
Dubai’de radyoloji, nükleer tıp ya da girişimsel kardiyoloji gibi teknolojik ekipmanla çalışan branşlarda maaşlar genellikle üst düzeydedir. Çünkü bu alanlar sadece uzmanlık değil, aynı zamanda yüksek maliyetli cihazlarla çalışmayı gerektirir. Türkiye’de de benzer şekilde MR, BT gibi ekipmanların kullanıldığı alanlar daha yüksek gelir getirir. Bu branşlardaki doktorlar, teknoloji yatırımı yapan hastaneler için büyük değer taşır. Bu nedenle maaş skalaları yükselirken, sorumluluk alanları da genişler.
Estetik ve dermatoloji gibi özel ilgi gören alanlar daha fazla kazandırabilir
Dubai’nin kozmopolit ve lüks tüketimi teşvik eden yapısı, estetik ve güzellik odaklı branşların gelirini artırmaktadır. Medikal estetik, diş estetiği ya da cilt gençleştirme gibi alanlarda uzmanlaşmış doktorlar, klasik tıbbi branşlara göre çok daha yüksek kazanç sağlayabilir. Bu kazanç, büyük oranda hasta memnuniyetine ve bireysel başarıya dayalıdır. Yani bu alanlarda çalışan doktorların kazancı, ne kadar çok tercih edildikleriyle doğru orantılıdır. İstanbul’daki özel estetik kliniklerine benzer bir işleyiş Dubai’de de görülür.
Freelance ya da klinik sahibi olan hekimler maaştan çok gelir yönetir
Dubai’de bazı hekimler kendi muayenehanelerini açarak serbest çalışmayı tercih eder. Bu durumda maaş değil, doğrudan hasta sayısı ve yapılan işlem üzerinden gelir elde edilir. Bu sistem özellikle diş hekimliği, estetik cerrahi veya ortopedi gibi alanlarda yaygındır. Ancak bu model sabit maaş yerine girişimcilik ruhu gerektirir. Kendi muayenehanesini yöneten bir hekimin kazancı dönemsel olarak değişken olabilir. Bu durum Türkiye’deki özel klinik sahipleriyle benzerlik taşır. Yönetim becerisi kadar hasta memnuniyeti de belirleyicidir.
Dubai’de çalışan yabancı hekimlerin maaşı uluslararası rekabetle şekillenir
Dubai, pek çok farklı ülkeden doktorları istihdam eden bir şehir. Hindistan, Mısır, Filipinler, Güney Afrika gibi ülkelerden gelen sağlık çalışanlarıyla rekabet içinde olunmaktadır. Bu durum maaşların belirlenmesinde önemli rol oynar. Özellikle aynı branşta çok fazla başvuru varsa, maaş skalası aşağı çekilebilir. Ancak nadir branşlarda uzmanlık sahibi bir Türk hekimin daha yüksek teklif alması mümkündür. Burada önemli olan, uzmanlığın piyasadaki arz-talep dengesine nasıl yansıdığıdır.
İdari pozisyonlara yükselen doktorlar maaş dışı avantajlardan da yararlanabilir
Dubai’de bazı doktorlar tıbbi direktör, klinik koordinatör ya da hastane yöneticisi pozisyonlarına yükselebilir. Bu tür görevler sadece maaşı değil, aynı zamanda ikramiyeleri, konaklama ödeneklerini ve araç tahsisini de içerir. Türkiye’de özellikle büyük özel hastanelerde başhekimlerin sahip olduğu ek imkanlar burada da geçerlidir. Ancak bu tür pozisyonlar sadece klinik başarıyla değil, aynı zamanda yönetim ve iletişim becerisiyle elde edilir. İdari kadrolar genellikle az sayıdadır ve yüksek rekabet gerektirir.
Dubai’deki maaşlar yaşanabilirlik ve gider dengesiyle birlikte değerlendirilmelidir
Dubai’de maaş ne kadar yüksek olursa olsun, yaşam giderleri de bir o kadar fazladır. Kira bedelleri, ulaşım ve özel okul ücretleri maaşın etkisini doğrudan belirler. Bir doktorun 40.000 AED kazanması kulağa çok cazip gelse de, şehir merkezindeki bir konutun kirası bu gelirin yarısını alabilir. Bu nedenle brüt maaş değil, net yaşam standardı dikkate alınmalıdır. Tıpkı İstanbul’da olduğu gibi, maaşın ne kadar olduğu değil, ne kadar kaldığı önemlidir. Yaklaşık olarak uzman doktor maaşları 30.000–70.000 AED arasında değişebilir ve bu aralık, branşa göre esneyebilir.
Dubai’de doktor olmak sadece maaş değil, uzun vadeli planlama işidir
Dubai’de hekimlik yapmak yüksek maaş beklentisiyle yola çıkanlar için ilk etapta cazip görünür. Ancak bu sürecin uzun vadeli planlanması gerekir. Maaş tek başına yeterli kriter değildir. İş güvencesi, çalışma ortamı, kariyer gelişimi ve yaşam kalitesi gibi diğer faktörler de değerlendirilmelidir. Türkiye’de uzmanlık eğitimi almış bir hekimin, Dubai’de çalışmadan önce tüm bu faktörleri hesaba katması gerekir. Hedef sadece maaş değilse, Dubai iyi bir kariyer basamağı olabilir.