
Dubai’de son yıllarda ölçülen sıcaklık rekorları, artık sadece çevresel değil, doğrudan halk sağlığını tehdit eden bir duruma dönüştü. Yaz aylarında 50 dereceye yaklaşan sıcaklıklar, özellikle dış mekânda çalışan bireylerde ciddi sağlık sorunlarına yol açıyor. İnşaat, lojistik ve temizlik gibi sektörlerde çalışan göçmen işçiler arasında bayılma, sıcak çarpması ve aşırı sıvı kaybı vakaları sıkça görülüyor. Dubai Sağlık Otoritesi, 2024 yazında sıcak hava nedeniyle artan acil servis başvurularına dikkat çekerek yeni önlemler planlandığını duyurmuştu.
Hava kirliliği ve kum fırtınaları solunum sistemini zorluyor
Dubai’nin coğrafi konumu gereği maruz kaldığı kum fırtınaları, astım ve KOAH gibi kronik solunum rahatsızlıklarını tetikliyor. Özellikle şehrin dış çeperinde yaşayanlar, bu partikül yoğunluğuna daha fazla maruz kalıyor. Ayrıca artan motorlu taşıt kullanımı, yüksek katlı yapıların arasında yeterince dağılmayan egzoz gazlarıyla birleşince hava kalitesi düşüyor. 2023 yılında yapılan bir araştırmada, Dubai’de yaşayan her 10 kişiden 4’ünün düzenli solunum sorunu yaşadığı rapor edilmişti.
İçme suyu kaynaklarına olan baskı, hijyen koşullarını tehdit ediyor
Dubai’nin su ihtiyacının büyük kısmı deniz suyunun arıtılmasıyla karşılanıyor. Ancak artan nüfus ve yükselen sıcaklıklar nedeniyle bu altyapı giderek zorlanıyor. Özellikle yaz aylarında yaşanan ani kullanım artışları, düşük gelirli bölgelerde geçici su kesintilerine yol açabiliyor. Bu kesintiler, özellikle toplu yaşam alanlarında hijyen koşullarının bozulmasına ve cilt enfeksiyonlarından bağırsak hastalıklarına kadar birçok problemin ortaya çıkmasına neden oluyor. Sağlık yetkilileri, su kesintisi yaşanan mahallelerde enfeksiyon riskinin ortalamanın iki katı olduğunu belirtiyor.
Bulaşıcı hastalıkların yayılım alanı değişiyor
İklim değişikliği ile birlikte bazı vektör kaynaklı hastalıkların BAE sınırlarına yaklaştığı gözlemleniyor. Özellikle sivrisinek türlerinin yayılım alanı genişledikçe, dang humması gibi daha önce Dubai için düşük riskli sayılan hastalıklar artık daha fazla önem kazanıyor. 2022 yılında Al Ain bölgesinde tespit edilen bazı vakalar, bu değişimin sahada hissedilmeye başlandığını gösteriyor. Dubai Sağlık Otoritesi, bu hastalıklarla mücadele için ilaçlama ve bilinçlendirme kampanyalarını artırmış durumda.
Kentsel göç ve nüfus yoğunluğu sağlık sistemini zorluyor
İklim koşulları nedeniyle bölge ülkelerinden gelen göçmen iş gücünde artış yaşanıyor. Dubai, iklimsel istikrarı ve altyapısı nedeniyle çevre ülkelerden gelen binlerce işçiye ev sahipliği yapıyor. Ancak bu yoğunluk, özellikle devlet hastanelerinde randevu sistemini zorlayan bir etki yaratıyor. Acil servislerin yoğunluğu artarken, ilk muayene süreleri uzayabiliyor. Ayrıca göçmen nüfusun sağlık okuryazarlığı seviyesinin düşük olması, sağlık hizmetlerinin etkinliğini azaltabiliyor. Bu da yerel sağlık otoritelerinin daha fazla tercüman, eğitimci ve mobil sağlık birimi kullanmasını zorunlu kılıyor.
Zihinsel sağlık sorunları giderek daha görünür hale geliyor
Artan sıcaklık, kalabalık yaşam alanları, ekonomik belirsizlikler ve göçmen yaşam koşulları, Dubai’de ruh sağlığı sorunlarının da artmasına neden oluyor. Yalnızlık, tükenmişlik, kronik stres ve uyku bozuklukları gibi şikayetler özellikle genç yetişkinler ve tek başına çalışan bireylerde daha sık görülmeye başladı. Dubai’deki bazı özel klinikler, iklim kaynaklı psikolojik sorunlar nedeniyle başvuran hasta sayısının son iki yılda %40 arttığını bildiriyor. Bu nedenle psikolojik danışmanlık hizmetlerinin sayısı ve erişilebilirliği artırılmak zorunda.
Afet hazırlık sistemleri sağlık hizmetleriyle entegre edilmeli
Dubai’de nadiren görülse de ani fırtınalar, sel baskınları veya aşırı sıcaklık dalgaları gibi ekstrem iklim olayları karşısında entegre sağlık müdahale sistemleri gerekiyor. Dubai Belediyesi, 2024’te afet durumlarına yönelik acil müdahale protokollerini güncelledi. Ancak bu tür sistemlerin mahalle ölçeğinde test edilmesi ve yerel sağlık birimleriyle eş zamanlı çalışması hayati öneme sahip. Acil tahliye planları, mobil sağlık araçları ve ilaç stok yönetimi, iklimle mücadelede sağlık cephesinin ana kalemleri arasında yer almalı.
Beslenme alışkanlıklarında değişim, halk sağlığını etkiliyor
İklim kaynaklı tarım sorunları, ithal gıda ürünlerine olan bağımlılığı artırıyor. Ancak bu gıdaların tazelik süreleri ve taşıma koşulları, Dubai gibi sıcak iklimli şehirlerde ciddi lojistik sorunlara yol açabiliyor. Ayrıca dışa bağımlı gıda sistemleri, fiyat dalgalanmalarına açık olduğundan düşük gelirli ailelerin yeterli ve dengeli beslenmesini zorlaştırıyor. Diyabet, obezite ve hipertansiyon gibi hastalıkların artışında bu beslenme düzensizliğinin büyük etkisi bulunuyor. Yerel sebze üretiminin teşvik edilmesi ve gıda israfının azaltılması bu noktada önemli adımlar olabilir.
İklim değişikliğiyle ilgili sağlık politikaları sistematik hale getirilmeli
Dubai Sağlık Otoritesi ve Belediye birimleri, iklimin halk sağlığı üzerindeki etkilerini artık daha sistematik izlemeye başladı. Termal haritalarla mahalle bazında sıcaklık yoğunluğu ölçülüyor, şehir planlamasında gölgelendirme yapıları ve yeşil alanlar teşvik ediliyor. Ayrıca yeni ruhsatlandırılan sağlık yapılarında, binanın karbon ayak izi ve enerji verimliliği de dikkate alınıyor. Bu bütüncül yaklaşım, iklimle mücadelenin sadece çevresel değil, aynı zamanda doğrudan sağlıkla ilgili olduğunu gösteriyor.
Sağlık çalışanlarının eğitimi iklim farkındalığıyla güncellenmeli
Dubai’deki tıp merkezleri ve sağlık fakülteleri, artık iklim değişikliğinin halk sağlığı üzerindeki etkilerine dair modülleri zorunlu hale getiriyor. 2023’te yayınlanan yeni müfredat çerçevesinde, genç hekim adayları aşırı sıcaklıkla mücadele, vektör hastalıklarının tanısı ve ruh sağlığı destek protokolleri konularında eğitim almaya başladı. Bu yeni nesil sağlık profesyonelleri, sadece tedavi edici değil, aynı zamanda önleyici ve çevreyle uyumlu hizmet sunma vizyonuyla yetişiyor.